Loading...
Karabağ müzik tarihi

Karabağ müzik tarihi

İlk yazılı edebi örneğimiz olarak bilinen "Kitab-ı Dede Korkut" destanında müzikle ilgili bir takım bölümlerin mevcut olması, destan boyunca çeşitli müzik aletlerinin isimlerinin zikredilmesi Azerbaycan müziğinin kökünün ta eskilere dayanmasının en güzel kanıtıdır. Azerbaycan müzik tarihinde en önemli yere sahip olan Karabağ'ın müzik tarihi de kendi tarihselliği ve kendine özgü detaylarıyla seçilmektedir. Karabağ'da düğünlerde, derneklerde ve dini törenlerde ta eski dönemlerden bu yana müzik hep geniş kullanılmıştır. Karabağ müzik tarihinde ta eski dönemlerden bu yana kullanılan türlerden birisi de aşık sanatıdır. Tarihen Kuzey Azerbaycan'ın en kıymetli aşık eköllerinden birisi de Karabağ aşık ekolü olmuştur. Karabağ'da şiirde en karmaşık türlerde şiirler doğaçlama söylendiğinden aşıklar atışırlardı. Aşık Valeh`in döneminde Karabağ aşık ortamında aşık müziği sanatçılığı artık kendi "müreffeh" döneminde bulunmaktaydı. Aşık Valeh gerçek anlamda büyük sanatçıydı. XVIII yüzyılda yaşamış Sarı Aşıksa daha fazla manileriyle bilinmektedir. Aşık Muhammed (1834-1914), Aşık Aziz (1825-1918), Aşık Hüseyin (1800-1880), Aşık Ali (1807-1917), Aşık Ali Asker (1821-1926), Molla Cuma (1855-1919) ve başkalarının yüksek sanatları Karabağ'ın aşık sanatının gelişmesine olumlu etkisini göstermiştir. İlk Azerbaycan profesyonel kadın aşığı olan Aşık Peri de Karabağ`da yaşamaktaydı. Azerbaycan halkının kültür tarihinde ilk kez tiyatro, sokak gösterileri, Avrupa ve Doğu konserleri, müzik, bilim, eğitim ve bir çok sanat meclisleri, ayrıca matbaa, kütüphane, “realni uçiliş” denen okullar, seminer ve çeşitli kültürel eğitimsel projeler Şuşa'da gerçekleşmiştir. XIX yüzyılın 40'lı yıllarından başlayarak Şuşa'da sanatın çeşitli alanları gelişmekteydi. O dönemde ticarette, kültürde Tiflisle rekabet halinde olan Şuşa'da ilk tiyatro gösterileri 1848 yılında gerçekleşmişti. 1891 yazında Şuşa'da şehir zenginlerden H.A. Handemirov tarafından tiyatro inşa edildikten sonra şehirde tiyatro gösterilerinin sayısı artmağa başladı. Şehir halkı bu oyunlara büyük ilgi gösteriyordu. Hiç kuşkusuz, büyük William Shakespeare`in ünlü "Othello" oyununun ilk kez Şuşa'da oynanması bile rastlantı olamaz. XIX yüzyılın ilk yarısından başlayarak Şuşa'da sanatın çeşitli alanlarıyla beraber türkücülük sanatı da daha hızlı gelişmekteydi. Bu sanat türü Azerbaycan'ın başka yerlerine oranla Karabağ ilçesinde, daha çok ve özellikle Şuşa şehrinde gelişmişti. Azerbaycan'ın başka kentlerine oranla Şuşa'da müzisyen, türkücü, danscı daha fazlaydı. Hanendelik sanatının gelişimiyle ilgili olarak geçen yüzyılın 70-80'li yıllarında Şuşa'da müzik salonları, meclisleri, dernekler ve müzik okulları oluşmuştu. Şuşa'da müzik ekölünün yaratıcıları marangoz Kulu ve Molla İbrahim olmuştur. Marangoz Kulu Muhammed oğlu (1823-1883) o dönemin en ünlü müzisyeni olmuştur. O, klasik Doğu müziğini mükemmel biliyordu. Hem de güzel şiirler yazıyordu. Marangoz Kulu`nun ölümünden sonra Şuşa'da ünlü türkücü Hacı Hüsü ve seçkin akademisyen ve müzisyen Mir Muhsin Nevvab tarafından "müzisyenler meclisi" oluşturulmuştu. Bu mecliste şiir, müzik ve sanatın estetik sorunları tartışılır, türkücülerin düzgün söylemesini ve ustalığına dikkat edilirdi.

Azerbaycan'da ilk Doğu konseri 1901 yazında gerçekleştirdi. Oyun yazarı Abdurrahim bey Hakverdiyev'in yönetimi altında Şuşa'da "Handemirov`un tiyatrosu"nda yapılan bu konserde ünlü sanatçılar Cabbar Karyağdıoğlu, Keçeci Muhammed, Meşedi Dadaş, tar ustadı Sadıgcan, Meşedi Zeynal, Ata Bağdagüloğlu, Aşıklar Abbaskulu, Necefkulu ve başkaları yer almışlardı. Yirminciyüzyılın başlarında Şuşa kültürel ve sanatsal mekanı olarak herkesin dikkatindeydi. Şehrin iki, üç katlı güzel yalıları, evleri, rahat otelleri, şık hamamları, soğuk çeşmeleri, zengin mağazaları, özellikle tadına doyum olmayan güllü, çiçekli bulvarı, "Yaz kulübü", burada gösterilen ilginç tiyatro gösterileri ve her evden yükselen müzik sesleri duyanları hayran ederdi. İşte bu yüzden de Şuşa`ya "Kafkasya'nın konservatuarı" denmekteydi.

Böylece, Şuşa yirminci yüzyılın başlarında Kafkasya'nın hem konservatuarı, hem de Azerbaycan'ın müziğinin merkeziydi. O zaman Kafkasya'nın hemen hemen her bölgesinde müzisyenler şuşalı olurdu. Şuşa`ya aynı zamanda yeteneklerin mekânı denmesinin nedeni işte buydu. Bu yeteneklerse Şuşa edebi-müzik meclislerinin ve Karabağ vocal ekölünün yetiştirdiği insanlardı...

XIX yüzyılın sonu XX yüzyılın başlarında Karabağ'ın yetiştirdiği en önemli temsilcilerden biri de ünlü besteci, Doğu'da ilk operayı kuran ve geliştiren, büyük oyun yazarı, ilk liberetto yazarı, müzikl komedi tarzının yaratıcısı, Azerbaycan Milli Marşı`nın yazarı Üzeyir Hacıbeylidir.

Şuşa'nın dünyaya armagan ettiği müzik dehalarını dünyanın hiçbir ülkesi vermediğini kesinlikle söyleyebiliriz. Şuşa Hurşit banu Natevan'ın, Mir Muhsin Nevvab'ın, sanatçılar marangoz Kulu`nun, Hacı Hüsü`nün, Sadıgcan`ın, Meşedi Dadaş`ın, Abdülbaki Zülalov`un, Cabbar Garyağdıoğlu`nun, Keçeci oğlu Mehmet'in, Meşedi Mehmet Ferzaliyev`in, İslam Abdullayev`in, Seyyid Şuşinski'nin, Bülbül'ün, Zülfi Adıgüzelov`un, Han Şuşinski'nin, Reşit Behbudov`un, Meşedi Cemil Emirov`un, Kurban Pirimov`un, bestecilerden Üzeyir Hacıbeyov'un, Zülfikar Hacıbeyov'un, Fikret Emirov`un, Niyazi'nin, Efrasiyab Bedelbeyli`nin, Soltan Hacıbeyov'un, Eşref Abbasov`un, Süleyman Aleskerov`un vatanıdır. Bu henüz Şuşa müzisyenlerinin tam listesi değildir.

"İtalya ses ekolü" Avrupa müzik tarihinde hangi pozisyonu bulunuyorsa, "Şuşa ses ekolü" de Doğu müzik tarihinde aynı pozisyonda bulunmaktaydı. Zamanında Şuşa "Kafkasya'nın İtaliyası" diye biliniyordu.

Kaynak:

Firidun Şuşinski "Şuşa" kitabı