Loading...
Ermenistan'daki derin ekonomik kriz ülkedeki tenezzülün habercisidir

Ermenistan'daki derin ekonomik kriz ülkedeki tenezzülün habercisidir

Stratejik Araştırmalar Merkezi "Ermenistan ekonomisinin analizi" konusunda hazırladığı rapordan

Dünya ekonomisinde yaşanan yeni ekonomik sorun dalgaları Ermenistan'da büyük endişeyle izlenmekte, onun ülkeyi nasıl etkileyeceği çok ciddi bir biçimde tartışılmaktadır. Bunun asıl nedeniyse Ermenistan'ın dış yardımlardan bağımsız devlet olması ve dışarıdan yardım olmadan devlet olarak varlığını sürdürmesinin imkansızlığıdır. Genel olarak küresel finans krizinin eski Sovyetler birliğinde daha fazla Ermenistan'ı etkilemesi bu ülkenin ekonomisini hızla yıkıma doğru götürmektedir. Ermenistan ekonomisinin günden güne zayıflaması ve Sosyal durumunun daha da acınacak duruma düşmesiyse bunun açık göstergesi sayılabilir. Son yıllarda Ermenistan'a daha ciddi etkilemeğe başlayan krizin geçen yılın yaz aylarında bu devleti, genel olarak, çıkmaza düşüreceği bekleniyor.

Ermenistan'ın tüm alanlarda son durumuyla ilgili Azerbaycan Cumhurbaşkanı yanında Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin (SAM) Ekonominin Analizi ve küreselleşme konuları şubesinin en önemli bilimsel çalışanı Zaur Veliyev`in "Ermenistan ekonomisinin analizi" konusunda hazırladığı raporda ayrıntılı bilgi verilmiştir. Bu raporda Ermenistan'da 2009 yılında dünya mali ve ekonomik krizinin sonuçlarının yeterince etkili olduğu, gayri safi yurtiçi hasılatın (GSYİH) gerçek anlamda yüzde 14,1 oranında, parasal anlamda 3 milyar ABD doları değerinde azaldığını not edilmiştir. Ülke ekonomisine konulan yatırımın GSYİH'in yüzde oranı 2008 yılındaki yüzde 40,8`den, 2009'da yüzde 34,7`e kadar inmiş ve sonraki yıllarda azalma sürekli karakter taşımış, dramın inmesi yaşanmıştır. 2010 yılında GSYİH'nın büyüme oranı yüzde 2,2 oranında, 2011 yılında yüzde 4,7 oranında, 2012 yılında yüzde 7,2 oranında olmuştur. Böylece, Ermenistan ekonomisi sadece 2012 yılı sonunda krizden önceki seviyesine güçlükle bile olsa ulaşmağı başarmıştır.

Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) 2012 yılı Kasım ayında yayınlanan "Kafkasya ve Orta Asya" raporunda sözkonusu bölgeler için en büyük gayri resmi ekonominin seviyesi Ermenistan'da gösterilmiştir. Bu rakam GSYİH'nın yüzde 35 civarında seyretmektedir.

Bugün durumun yeterince kötü olduğuna dikkat çeken Ermenistan muhalefeti basına verdikleri demeçlerde ülkenin yanlış politikaların esiri olduğunu belirtiyorlar. Bu politika bir çok alanlarda olduğu gibi, ekonomik düzlemde ülkenin sonunu iyice hızlandırmıştır: "Fiyatlar durmadan artıyor, nüfusun gelirleri enflasyon yeterli değildir. Merkez Bankası her şeyiyle çalışmaktadır, devlet bütçesi dolsun, enflasyonu sabit kalsın diye. İktidar parlamento seçimleri öncesi verdiği sözleri tutmuyor. Ihmalkar politika sonucu ne bütçe dolmakta, ne de fiyat artışı düzenlenmektedir. Tam tersi, Ermenistan ekonomisi şuan iyice felç olmuş durumdadır."

Tüm bu olgularla beraber o da belirtilmektedir ki, bütçenin doldurulmasında mevcut iktidar tüm esas yükü küçük ve orta işadamlarının üzerinde toplamağa çalışıyor. Bu alanda faaliyet gösterenlerin sayısı oldukça sınırlı olduğundan onlar çalışma alanları kısıtlanıyor, onlar da başka çare olmadığından yabancı ülkelere taşınmağı tercih ediyorlar. Böylece, ülke bütçesinin doldurulmasında ciddi sorunlar oluşuyor, aynı zamanda küçük ve orta işletmelerin sıradan çıkma süreci iyice genişlenmektedir.

Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM) "Ermenistan ekonomisinin analizi" konusunda hazırladığı raporda vurgulanıyor ki, devlet bütçesi Ermenistan ekonomisinde gerçek sektörün daha zayıf geliştiğini gösteren en büyük mali aynasıdır. Bu, öncelikle vergi ödemelerinin yapısında ticaretin payıının yüksekliğinden kaynaklanmaktadır. Bir kural olarak bütçe sanayi, tarım, ulaşım ve iletişim sektöründen gelirleri hesabına oluşmaktadır. Böyle olduğu takdirdeyse devlet bütçesinin yaklaşık yüzde 70`ni oluşturan vergi ödemelerinin büyük bir kısmının ticaret sektörünün hesabına oluşumu Ermenistan ekonomisinin reel sektörünün zayıf olmasının, ayrıca vergi yükünün küçük ve orta işletmelerin üzerinde yoğunlaşmasının habercisidir. 2013 yılının bütçesinde maaşlar ve emeklilik ikramları artış uygulanmamaktadır. Geçtiğimiz yıl 1 Ocak yeni birim gelir vergisi yürürlüğe girmektedir. Bu "yeni reforma" göre, aylık geliri yaklaşık 300 ABD dolarına yakın vatandaşlar yüzde 24,4 oranında, bu orandan yukarı olanlar ise yüzde 26 oranında dereceyle vergi ödemeli olacaklar. İlginç olan budur ki, bu vergi kendisinde hem gelir vergisini, hem de sosyal sigorta ayırmalarını birleştirmektedir.

Dikkate alacak olursak, Ermenistan'da bütçe sektöründe çalışanların sayısı 185 bin kişiden fazladır (bundan başka, daha 8 bin kişi memur kısmında çalışmaktadır), bunların yüzde 80`i eğitim ve sağlık alanında çalışarak 240 ABD dolardan daha düşük maaşa çalışan vatandaşlardır, o halde bu kategoriden olan kişilerin vergi yükünün önemli ölçüde artacağı anlaşılmaktadır.

Raporda özellikle seçim yılında maaş ve emeklilik üzere artımların tasarlanmaması, tam tersi, vergi yükünün artırılması ve programı tariflerin son 3 yılda önemli artış yoksulluk, işsizlik, göç ve hızlı yaşlanma sorunları ile karşılaşan ülkenin durumunun daha da zorlaşacağı vurgulanıyor.

Harcamaların yapısında daha çok paya sahip olan sosyal harcamalar olsa da, sosyal durumun analizi durumun acınacak halde olmasının habercisidir. Sosyal masraflardan sonra daha fazla (yüzde 47) paya sahip olan harcama ve savunma harcamalarıdır ki, bu maliyet yönünün payı yüzde 16-17 düzeyindedir. Bu gösterge Ermenistan'da militarizasyonun güçlü olduğunu belirtilmektedir. Bütçe açığının boyutuyla ilgili mevzuatta tespit edilmiş nokta özellikle dikkat çekmektedir. Bu ülkede "Bütçe sistemi hakkında" kanunun bütçe açığıyla ilgili bölümünde eksikliği hacminin GSYİH'nın yüzde 10 oranında olmasının makulluğu belirtilmektedir. Uluslararası deneyimde bu rakam yüzde 3`den fazla olduğu takdirde tehlikeli olması gerçeğini hepimiz biliyoruz. Hatta son mali reformlarda sonra Avrupa ülkelerinde bu rakamın yaklaşık yüzde 0,5-yüzde 1 arasında değişmesi önerilmiştir. Ermenistan mevzuatındaysa makroekonomik dengenin bozulması için ciddi hasara neden olacak yüzde 10 oranında limit belirlenmiştir. Mevzuatta tespit edilen eksiklikle ilgili madde hükümetin gelecekte de daha fazla borçlanması ve bütçe açığının artırılması için ortam sağlamaktadır.

Bu fonda dış kamu borçlarının seviyesi GSYİH oranında 2008 yılına kıyasla yüzde 19 oranında artarak yüzde 34,3`e ulaşmış, 2012 yılı başlarında bu rakam yüzde 35,2 oranında, sonuna doğruysa yüzde 37 civarında olmuştur. Genel olarak, ülkede Borçlanmanın seviyesi bir hayli yüksektir. Özellikle mali ve ekonomik kriz bu göstergenin daha da (1,9 kez) artmasını sağlamıştır.

SAM-dan verilen bilgide o da belirtilmiştir ki, Ermenistan'da borç kriziyle ilgili daha bir olgu 2003-2012 yıllarında kümülyatif dış borcun ortalama büyüme temposunun GSYİH'nın nominal artış temposunu üstelemesidir. Başka bir deyişle, hükümet hızla borçlanmıştır ki, bu, önümüzdeki yıllarda borcun GSYİH'a faiz oranının daha da artmasını şartlandıracaktır.

Bugün Ermenistan'da demografi sorunu artarak daha gergin aşamağa ulaşmaktadır. Yapılan tüm müdahelelere rağmen, ülkede nüfus hızla azalmaktadır, dış ülkelere gidenlerin sayısı durmadan artıyor. Nüfus artış seviyesinin giderek düşmesiyse Ermeni sosyologlarının iktidara ünvanlanmış uyarılarının çoğalmasına neden oldu. Ancak gerçek durum Ermenistan'ın aslında demografik kriz yaşadığını, bu sorunun çözümü perspektivinin olmadığını gösterir. Ermenistan'da bu alanda araştırma yapan yerli ve uluslararası kuruluşlar da kabul ediyorlar ki, bu süreçte söz konusu ülkede insan gücünün hızla tükeniyor. Nüfus artış oranı düşük olduğundan yaşlıların özel ağırlıkta sürekli artması da Ermenistan'ı büyük hızla demografik krize doğru itmektedir .

SAM`ın "Ermenistan ekonomisinin analizi" konusunda hazırladığı raporda işgalci ülkede demografik durumun gittikçe çıkmaza girdiği, doğal artışın iyice zayıfladığı ve bu göstergenin hızla aşağı düştüğü belirtilmektedir. 2012 yılının 11 ayında Ermenistan'dan 71 374 kişi göçetmiştir. Son 3 yılda ülkeyi terk eden vatandaşlar toplam nüfusun yüzde 5`ne (160 bin kişi) eşittir. Ülke genelinde yoksulluğun düzeyi, resmi istatistiklere göre yüzde 35 civarlnda seyretmektedir. Bu da ülkede 1,2 milyon kişinin sefil durumda olduğu anlamına gelmektedir. IMF'nin değerlendirmelerine göre, dışarıdan Ermenistan'a yapılan yardımları vatandaşların bütçesinden çıkarsak, yoksulluk sınırı yüzde 50'den fazla olacaktır.

Başkent Erivan'da resmi nufusa kayıtlı yaklaşık 1 milyon 127 bin kişi bulunmaktadır. Bu insanların yüzde 27,5`i, resmi istatistiklere göre, yoksulluk sınırında yaşamaktadır. 10 bölgenin 7`de yoksulluk yüzde 30'dan fazladır. İki eyalette (Lori ve Şirak) yoksulluk oranı yüzde 45 oranından daha artıktır. İşte bu ik bölgede yaşam kalitesinin kötü olması nedeniyle her bin kişiye düşen insan ölümünün yüzdesi diğer bölgelerle kıyasalandığında daha fazladır. Bu göstergeyse yoksulluk sorununun Ermenistan toplumu için hangi hasara neden olduğunu göstermektedir. Ekonomik aktif nüfusun yüzde 18-19`u (gençlerin hemen hemen yüzde 45'i) işsiz olarak kayıtlıdır.

Işgalci ülkede artık açık itiraf edilmektedir ki, ABD ve Avrupa ekonomisinde oluşan sıkıntılar yeni dünya krizinin boy göstermesine neden olacaksa, o zaman Ermenistan daha büyük sosyoekonomik sorunların girdabına saplanacak. Bununsa birkaç önemli neden vardır. Öncelikle, son küresel mali kriz Ermenistan'ın zaten berbat olan ekonomisine büyük darbe indirmiştir. İşte bunun sonucudur ki, krizin doruk noktasına ulaştığı 2009 yılından bu yana Ermenistan'da büyük durgunluk yaşanmaktadır. Geçen süre içinde rekabete dayanıklı herhangi bir üretim alanının oluşturulmaması, küçük ve orta işletmelerin yokolma tehlikesiyle karşı karşıya bulunması, altyapının yetersizliği durumu iyice ağırlaştıran en önemli nedenler arasında bulunmaktadır. Bununla beraber, Ermenistan'ın dış yatırımların devletlerden birine dönüşmesi, ekonomisinin birkaç memur hortumcunun elinde toplanması, yolsuzluğun ve rüşvetin ülkede derin köklere sahip olması söz konusu ülkeyi sorunlar kıskacında boğan temel faktörlerdendir.

SAM-ın "Ermenistan ekonomisinin analizi" konusunda hazırladığı raporda bu konuya özel yer verilmektedir. Dünya Ekonomik Forumu'nun "Küresel rekabet raporu" nda Ermenistan`ın 144 ülke arasında 82. sırada olması özellikle vurgulanmaktadır. Demek ki, Ermenistan birçok BDT ülkelerinden daha geridedir. Son 3 yılın raporundaysa Ermenistan'da girişimcilik önündeki temel sorunlardan yolsuzluk, verimsiz devlet bürokrasisi, maliyeleşmeğe çıkış imkanlarının bulunmaması, vergi bürokrasisi ve diğer sorunlar gösterilmiştir. Tüm bu göstergeler ülke rekabet gücü kavramından bir hayli uzaktır. Ayrı bileşenler üzere götürdükde, makroekonomik istikrar üzere Ermenistan son "Küresel reqabetlilik raporu" nda 144 ülke arasında 82, iç enflasyon seviyesine göre 105-ci, bütçe açığının GSYİH ye yüzde oranına göre 66, devlet borcunun hacminin GSYİH'a yüzde oranına göre 57-ci yerde bulunmaktadır Ermenistan her üç gösterge üzere BDT ülkeleri sırasında en son yerdedir.

Dünyaca ünlü "Forbes" dergisi 2011 yılında dünyanın 10 en kötü koşullarda yaşayan ülkesi sırasında Ermenistan'ı 2. yerde göstermiştir. Oylama sırasında GSYİH'nın hacmi, kişi başına GSYİH, enflasyon ve cari işlemler dengesi açığı temel ölçüt olarak alınmıştır.

Yukarıda belirtilen tüm istatistiksel sonuçlar, ayrıca yapılan analizler Ermenistan toplumunun yeterince ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu söylememize olanak tanımaktadır. Oluşan durumsa sonuçta Ermenistan'ın tamamen ciddi siyasi krize saplanacağının habercisidir.

Elçin Caferov,
"Azerbaycan"
www.azerbaijan-news.az/index.php?mod=3&id=20479