Loading...
Karabağ Rusya İmperatorluğu`nun işgalinde

Karabağ Rusya İmperatorluğu`nun işgalinde

Çar Rusyası`nın Karabağda yönetim biçimi. Ermeniler`in toplu olarak Karabağ`a aktarılması

1805 yılında yapılmış Kürekçay anlaşmasıyla Karabağ hanlığı tümüyle Rusiya tarafından işgal edildi. Han`ın eğemenlik süresinin daha 17 sene uzatılmasının bazı stratejik anlamları vardı. 1806 yılında İbrahimhan`ın öldürülmesi Rusya`nın aşlına bakılırsa hiçbir hak ve hukuk tanımadığının göstergesiydi. Böylesi bir durumda İbrahimhan`ın yerine tahta çıkan oğlu Mehti Kulu Han`ın eğemenliği(1806-1822) pek te sağlam değildi. Çar yönetimi işgal rejimini güçlendirmekte, hanlığın toprakları içinde güçlenmek amacıyla yerli müslümanların eşrafını ekonomik acıdan zayıflatma, kendisine müttefik olarak gördüğü grigoryenleşmiş ve ermenileşmiş albanlarıysa güçlendirme politikasını uygulamaktaydı. Hinlik yönetimi sona erdikten sonra Kuzey Azerbaycan`ın diğer bölgelerinde yapılan uygulamanın aynısına gidilmiş, olağanüstü hal ilan edilmişti. Olağanüstü hal müslüman askeri birliklerinin (merkezi Şuşa sehri olmakla) bünyesine alınmıştı. Bu dönemde Rusya askeri birliklerinin işğal operasyonlarına katılan ermeni asıllı generallerden V.Q.Medetov (1782-1829) Karabağ`da gerçek anlamda bir Ermeni-Rus istismar rejimi oluşturmuştu. Çar yönetimi 1830 yılı isyanlarının etkisiyle güney Kafkasya`da 10 Nisan 1840 tarihli özel harekatını başlattı. Bu harekata göre Karabağ vilayeti Şuşa kazasına dönüştürüldü ve Kaspi vilayetine (merkezi Şamahı) bağlandı. Böylece Karabağ kavramı politik anlamını kaybetti ve sadece coğrafi kavram olarak hafızalara kazındı.

1846 yılında gerçekleşen nüfus sayımı ve yönetim değişikliği sırasında Şuşa kazası yenice oluşturulmuş Şamahı gubernyası`na (1859 yılından Bakü guberniyası isimlendirilmişti) birleştirilmişti. 1867 yılında Yelizavetpol gubernyası oluşturulduğuna Şuşa kazası ona tabı oldu ve toprakları bölünerek daha üç kaza - Zengezur, Cavanşir ve Cebrail kazaları oluşturuldu. Bununla Şuşa kazası da birim idari-siyasi kontrolünü kaybetti. Böylesi bir yönetim dağılımı özel bir amaçla gerçekleştirildi. Bu reformlar Ermenilerin yönetim düzeninde daha geniş temsil edilmesine kapsamlı olanaklar sağladı.

Çarizm Kuzey Azerbaycan topraklarını işgal ettikçe, bu topraklarda güçlenmek amacıyla hem de nüfusun ermenileştirilmesi politikasını da uyguluyordu. 1828 yılında yapılan Türkmençay anlaşmasından sonra bu durum daha düzenli ve amaçlı karakter almağa başladı. Ermenilerin İran'dan Kuzey Azerbaycan'a aktarılması söz konusu anlaşmanın XV maddesiyle gerçekleştirilmekteydi. Bu madde İran'dan Ermenilerin toplu şekilde Kuzey Azerbaycan topraklarına, özellikle de Karabağ`a aktarılmasını gerçekleştirmek amacıyla eklenmişti.

1829 yılında Edirne Anlaşmasıyla Osmanlı İmparatorluğu'ndan da Ermenilerin yeni işgal edilmiş Kuzey Azerbayan arazilerine aktarılması uygulanmaya başlandı. Ermenilerin aktarıldlğl en önemli arazilerden bir tanesi de Karabağ topraklarıydı.

Karabağ Hanlığı'nın iptal edilmesi sırasında onun nüfusunun etnik içeriği Kafkasya'daki Rus askeri birliklerinin başkumandan A.P.Yermolov`un (1816-1827) talimatıyla düzenlenen "Açıklama"da yansımıştır. Henüz bu belgenin tertibine kadar (1805-1822) Karabağ'da yapılan ermenileştirme politikasına rağmen, istatistiksel bilgilerle (1593 yılından itibaren) kıyaslarsak, burada nüfusun çoğunluğunu yine azerbaycanlılar oluşturuyordu. "Açıklama"ya göre Karabağ eyaletinde bulunan 20.095 aileden 15.729`u Azerbaycanlı (1.111-i şehirde, 14.618-i köyde), 4366`sı Ermeniler de dahil olmakla Albandı (421-i şehirde, 3.945-i köyde). Bu Ermenilerin büyük bir kısmı gregoryanlaştırılmış ve ermenileştirilmiş albanlardı. Ermenilerin toplu şekilde Karabağa aktarılması sonucunda burada yeni Ermeni köyleri (Marağalı, Canyataq vb.) oluşturulmuştu. (Ermeniler sonradan aktarılma "şerefine" Karabağ'da anıtlar yüceltmiş, ancak XX yüzyılın 80'li yıllarında Azerbaycan'a karşı toprak iddiaları kaldırdıkları zaman onları dağıtmışlardı.) Resmi verilere göre, 1828-1830 yılları arasında, toplam 2 yıl boyunca, Kuzey Azerbaycan'a dahil Karabağ'a İran'dan 40 bin, Osmanlı İmparatorluğu'ndan 90 bin Ermeni aktarıldı. Gayri resmi Ermeni göçmenleriyle beraber bunların sayısı 200 bin kişiden fazlaydı. Akrtarılmadan sonra Karabağ'ın etnik bünyesinde Ermenilerin sayısı hızla artmağa başladı.

Dağlık Karabağ'ın Azerbaycan-Alban nüfusunun gregoryanlaşması ve ermenileşmesinin sona ermesi

Dağlık Karabağ'ın Alban nüfusunun gregoryanlaşması ve ermenileşmesi yukarıda belirtildiği üzere, uzun süren bir tarihi süreçte gerçekleşmiştir:

1. Karabağ'ın yerli halkı diğer Kuzey Azerbaycan topraklarının (Albanya) nüfusu olarak Alban boyları olmuştur;
2. IV yüzyılın başlarında Albanya`nın bazı yerleri de dahil, burada da Hıristiyanlık dini yayılmıştı;
3. Arap hilafetinin Kuzey Azerbaycan'ın işgali ve eğemenliği döneminde VII-IX yüzyıllarda ülkede İslam dini yayılmış, fakat Karabağ'ın dağlık bölümünde yaşayan albanlar Hıristiyan olarak yaşamlarını sürdürmüşlerdir;
4. Güney Kafkasya'ya göçeden Ermeni- Gregoryen misyonerleri Arap hilafetinin işgalleri sonucunda uygun ortamı kullanarak Karabağ'ın dağlık kısmının Hıristiyan- Alban nüfusunu gregoryanlaştırması, bunun peşinden de ermenileştirmesi uzun bir süreç oldu.
5. Karabağ'ın dağlık kısmının Hıristiyan nüfusu Rus Çarı I. Pyotr`a yazdıkları mektuplarında kendilerini Alban olarak takdim etmişlerdir. Bu da onların daha XVIII yüzyılın başlarında kendilerini Ermeni olarak görmediklerinin kanıtıdır;
6. Rusya'nın bölgeye müdahalesi ermenilerin diğer ülkelerden Güney Kafkasya'ya, o cümleden Azerbaycana taşındı getirilmesi burada Ermeni faktörünün güçlendirilmesine yardım etti. Bu siyaset Karabağ'ın dağlık bölümünü qriqorianlaşdırılmış albanlarının tarihi kaderinde dönüm yarattı. Onların ermenileştirilmesi son safhaya girdi;
7. Rus - İran savaşları döneminde (1804-1813, 1826-1828), özellikle 1828 tarihli Türkmençay ve Rus-Türk savaşları (1806-1812, 1828-1829) sırasında, özellikle 1829 yılında Edirne anlaşmasından sonra İran ve Osmanlı devletlerinden Kuzey Azerbaycan'ın diğer bölgeleriyle birlikte Karabağ`a ermenilerin toplu bir biçimde gregoryanlaşmış Alban nüfusunun ermenileşmesini sonlandırmıştı. 1836 yılında Alban katalikosluğuna son verilmiştir. İşte bundan sonra Alban nüfusun ermenileştirilmesi hemen hemen son bulmuştur;
8. Tüm bu olgulara rağmen, Dağlık Karabağ Ermenileri tarih boyunca genel Ermeni nüfusu içinde Alban soyundan yaranan özelliklerini korumuşlardır.

Ermenilerin Azerbaycan'da dahil Karabağ'da soykırım eylemleri genişlendirmeleri

XIX yüzyılın 30'lu yıllarından sonra da Ermenilerin toplu şekilde Kuzey Azerbaycan topraklarına aktarılması devam ettirilmişti. Karabağ da bu bölgelerdendi. N.Şavrov bu yüzden 1911 yılında yazdığı, Kafkasya`dakı 1,3 mln. Ermeni'nin 1 mln.-dan fazlasının sonradan aktarılmış olduğunu vurguluyordu. Tüm bunlara rağmen, 1916 yılında Karabağ'da nüfusun yine de yaklaşık % 51`'i azerbaycanlı, % 46`sa Ermeniydi. (yerel Alban kökenli Ermeniler de bunlara aitti) Aktarılan Ermeniler`in Karabağ'ın dağlık bölümünde yerleştirilmesi daha geniş bir hal almıştı. Bu, aktarılmış ermenilerin topluca bir yerde yaşamasını sağlamak amacıyla yapılıyordu ve stratejik amaçlıydı.

Rusya İmparatorluğu'nun ayrımcılık politikası, çarizmin desteği ve maksatlı politikaları sonucunda Ermenilerin Kuzey Azerbaycan'da başarılı oldukları ekonomik potansiyeli 1872'de Bakü'de petrollü topraklar üzerinde iltizam düzeninin iptali sırasında daha net belirginleşmeğe başladı; sonuçta petrol arazisi açıkartırımı sürecinde Azerbaycanlılar toplam% 5, Ermeniler ise % 50 – den fazla toprak almışlardı. Bakü'de bulunan 167 petrol şirketinden 55 büyük ve orta şirket ermenilere aitti. Ermenilerin kültürel ve eğitim seviyesinin yükseltilmesi için de kapsamlı bir ortam yaratılmıştı. Tüm bunlara rağmen, Karabağ, onun merkezi olan Şuşa şehri Azerbaycan halkının sosyo-politik ve kültürel merkezlerinden biri olarak kalmaktaydı. Çar hükumetinin ve onun uzantıları olan Ermenilerin tüm engel ve direnişine rağmen Karabağ Azerbaycan – Müslüman bölgesi olarak gelişiyordu.

Böylece, Çarlık Rusyası Ermenilerin Kuzey Azerbaycan'a dahil Karabağ'a kitlesel aktarılmasına ve burada onların siyasal, sosyo-ekonomik ve kültürel gelişimi için olanaklar yarattı. Ermenilerin 1890 yıllardan başlayarak Osmanlı devletine karşı kaldırdıkları hain isyanlar uğursuzlukla sonuçlandığında bu mücadelenin merkezi Kuzey Azerbaycan`a geçti. Ermeniler 1905 yılından itibaren Azerbaycan halkına karşı kitlesel katliamlar uyguladılar. Ermenilerin Azerbaycanlılara karşı soykırım politikası Karabağ'da daha trajik bir durum aldı. 1905-1906 yıllarında yaptıkları katliamlar da ermenilerin sakinleşmelerine neden olmadı. Onlar Birinci Dünya Savaşı'nın doğurduğu tarihi ortamı da kullanarak yeniden mitolojik "Büyük Ermenistan" devleti yaratma gayreti içinde bulundular. 1915 yılında Osmanlı devletine karşı kaldırdıkları yeni isyanlarda başarısızlığa uğrayan Ermeniler, esas güçlerini Güney Kafkasya'da toplayarak ve çarizmin himayesine sığınarak Azerbaycanlılara karşı soykırımlarını sürdürdüler. Öncelikle çar hükümetinin devrilmesi (1917, Şubat), peşinden de Rusya'da Bolşeviklerin iktidarı ele almasıyla (1917, Ekim) Güney Kafkasya'da oluşan anarşi ortamında - uzun tarihi dönem boyunca Rusya ordusunda hizmet eden Ermeni çeteleri Taşnak-Bolşevik güruhuyla birleşerek Azerbaycanlılara karşı soykırımın yeni, daha korkunç dönemini başlattılar. 1918 yılının Mart ayında Bakü'de başlatılan ve tüm Azerbaycan'ı kapsayan yeni toplu katliamlar Azerbayan halkına çok büyük bir darbe oldu. Azerbaycan Halk Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla Azerbaycan tarihinde yeni dönem başladı. Azerbaycan Halk Cumhuriyeti Kuzey Azerbaycan'da silahlı Ermeni haydut çetelerinin ve Taşnak-Bolşevik rejiminin Azerbaycan halkını tamamen imha etmek planlarının önlemek için planlar uyguluyordu.

Kaynak: Yakup Mahmudov, Kerim Şükürov Karabağ - Gerçek tarih,olgular, belgeler. Bakü, 2005