Orta ve son orta dönem Karabağ edebiyatı hakkında şunları söyleyebiliriz: Azerbaycan-Türk kültüründe, ebediyatında bir takım olguların temelinin, ilk başlangıcının Karabağ edebi ortamında atıldığını görüyoruz. Karabağ edebi ortamında, yazılı edebiyatta bir olgu olarak şimdilik bilime belli olan ilk Karabağlı şairin adı VII yüzyılda yaşamış Davdağ`ın ismidir. X yüzyılda yaşamış ve edebi örnekler yaratmış, Arapça konuşan Azerbaycan edebiyatının ilk yaratıcılıarından olmuş Ebu Bekir Ehraed el-Berdei, Mekki ibn Ahmed Berdei, Hatib Bağdâdî Muhammed El-Berdei, Ahmed ibn el-Hüseyin Ebu Said el Berdei, Ebu Ali el-Berdei, Said bin el -Kasım el Berdei, Ebu Sad ibn Yahya el-Berdei ( M.Mahmudov "Arapça yazılmış Azerbaycanlı şair ve ediplerin" (VII-XII yüzyıllar” kitabı, B., Bilim yayınları, 1983) sadece Azerbaycan'da değil, tüm İslam dünyasında ünlü bilimadamlarından ve döneminin filozof şairlerinden olmuşlardır. Bu sadece X yüzyılın bilinen olgularındandır. X-XI yüzyıllarda Karabağ'da Müslüman Doğusu'nun önemli düşünürlerinden bazıları yaşamışlardır. Bunlardan Said Emirül Berdeyi, Muhammed Abdullah Berdeyi gibi düşünürlerin isimlerini zikretmek gerekmektedir. XI yüzyılda yaşamış Karabağlı şair Mesut Namidar "İncil"`i Arapça, Farsça ve Türkçeye çevirmesiyle ünlenmiştir. XII yüzyıl Azerbaycan şiirinin en güçlü imzalarından bir tanesi de hiç kuşkusuz Karabağlı Mücirettin Beylegani olmuştur ve Hüsrev Dehlevi onun sanatını Hakani Şirvani`nin sanatından üstün bilmektedir. XIII yüzyıldan itibaren, objektif tarihsel gerçekliğin etkisiyle Azerbaycan topraklarında genel olarak Arapça ve Farsça yazılmış Azerbaycan edebiyatında kendi öz dilinde yapıtlar ortaya çıkarmış Karabağlı şair ve sanatçıların sayısının gün geçtikçe iyice arttığını görüyoruz. XIII yüzyılın epik şiir örnekleri arasında yazarı henüz bilinmeyen "Destan – i Ahmet Haremi" eserinin ismini zikretmek gerekmektedir. Bu yapıtta İslam dininin yüce insani değerleri sanatsal sunum nesnesine dönüştürülmekte, yazar okurları İslam şeriatının temelini oluşturan hayra, adalete, insan sevgisine, hayırseverliği, insaf ve itikada davet etmekte, insana yakışmayan olumsuz sıfatlardansa çekindirmektedir. Orta çağların Avrupa şövalye romanlarından farklı olarak, burada temel amaç olayların çekiciliğini sağlamak değil, destanın temelinde bulunan ahlak değerlerini okurlara daha etkin bir biçimde ulaştırılmaktır. XIV yüzyılda Tuti Abdullah Karabaği isimli çok güzel şiirler yazmış bir şair yaşamış, yapıtlarından şimdilik sadece "Hakikatüş-Şüara"`da bulunan birkaç şiiri bilinmektedir. XV yüzyılda Karabağlı Şeyh İbrahim ibn Muhammed Şahabeddin Berdei döneminin Şeyh makamına ulaşmış, Gülşeni mahlasıyla edebiyat aleminde oldukça popülerlik kazanmıştır. Yusif bin Muhammed şahi Karabaği XVI-XVII yüzyıllarda yaşayıp yapıtlar yaratınış, döneminin ünlü bilimadamlarından olmuş, Semerkant'a Hüseyniye hanegahına gitmiş ve Mevlana Yusuf makamına yücelmiştir. XVI yüzyılda yaşayıp yaratmış, Şah İsmail Hatai sarayının aşıklarından olan, üstatlar ustadı diye bilinen Aşık Kurbani, XVIII yüzyılda Mirmevsim Lemberani Asaf, Aşık Ali, Aşık Valeh, Ziyad Karabaği ve Molla Penah Vagif'in isimleri çok konulara aydınlık getirmektedir. XVI yüzyılın filozof-yazarı Muhammed Karabaği'nin eserleri şuan Kahire (Mısır) kütüphanesinde korunmaktadır. XVI-XVII yüzyıllar Azerbaycan edebiyatında aynı zamanda ortaçağ sevgi ve kahramanlık destanlarının yaranma dönemi olarak ta bilinmektedir. Fuzuli'nin yazılı şiirde ulaştığı başarının hemen hemen aynısını sözlü halk yaratıcılığında, halk edebiyatının önemli imzalarından Kurbani`nin, Aşık Abbas Tufarkanlı`nın yaratıcılığında görmekteyiz. XVIII yüzyılda Penahabad kentinin, yani Şuşa`nın temeli atıldıktan sonra Karabağ edebi çevresi Azerbaycan edebi-kültürel ortamının en kaynar merkezine dönüşmüştür. Karabağ edebi çevresi XVIII yüzyıldan başlayarak Azerbaycan edebiyatında ilk olarak gerçekçi şiirin temelini atarak, XIX yüzyılda gerçekçi edebi özelliklerin oluşmasına ve güçlenmesine, gelişmesine neden olmuştur. XVII-XVIII yüzyıllarda Azerbaycan edebiyatı sözlü halk yaratıcılığının özelliklere uyğun olarak aşık temsilcilerinin eserlerinin etkisiyle canlı hayata, halk diline daha da yaklaşmakta, Azerbaycan şiirinde gerçekci özelliklere geçiş döneminin temeli konmaktaydı. Azerbaycan edebiyatında yeni ulusal şiir ekolü XVIII yüzyılda Karabağ'da Molla Penah Vakıf şiirinin etkisiyle yaranmış ve Kasım bey Zakir tarafından geliştirilmiştir. XVIII yüzyılda Karabağ hanının kızı Ağa Beyim ağa Tuti Doğu'da en bilge kadın gibi ünlenmiş ve Kaçar şahı Feteli şah döneminde şahlık diplomasisinin en önemli isimlerinden biri olmuştur. Onun ünlü manisinin vatanseverlik ruhu bugün de kendi muhteşem gücüyle duyanları büyülemektedir. Azerbaycan halkbiliminin önemli türlerinden biri olarak bilinen mani turunun yarandığı bölgede Karabağ bölgesi olmuştur. XVI yüzyılın ve tüm zamanların en büyük dehase, ebediyet yolcularından Muhammed Fuzuli'nin de dedelerinin Bayat ilinden olduğu herkesce bilinmektedir.XVII yüzyılın mani ustası da, yine Karabağ'ın Gülebird köyünden (Laçin bölgesi) Sarı Aşık olmuştur. XIX yüzyılda Karabağ edebiyatı "altın dönemini" yaşamış, Şuşa Kafkasya'nın en önemli kültür merkezine donuşmuştür. Şuşalı ressam, şair, bilimadamı Mir Muhsin Nevvab'ın düzenlediği "Tezkireyi-Nevvab" eserinde bu şehirde yaşamış 100`e kadar edibin ismi zikredilmiştir. Büyük şaire Hurşudbanu Natevan, Aşık Peri, "Karabağnameler" in yazarları olan tarihci yazarlar Mirza Adıgüzel Bey, Mirza Cemal Cavanşir, Mirza Mehdi Hazani, Ahmet Bey Cavanşir vb. bu dönemin ünlü isimlerindendir.XIX yüzyılın başlarında Azerbaycan'ın Rusya İmparatorluğu sınırlarına katılmasıyla tüm Karabağ kültüründe olduğu üzere, Karabağ edebiyatında da batıyönümlü eğilimler oldukça belirginleşmiştir. Bunun etkisi altında edebiyatta ulusal ve gerçekçi, laik motifler lider konumuna geçmiştir. Zakir`in yaratıcılığında, aynı zamanda onun çağdaşları konumunda olan şairlerin eserlerinde Füzuli geleneklerinin de yeni düzeyde sürdürüldüğü görülmektedir ki, bunun da en büyük temsilcilerinden birisi hiç küsküsüz Hurşut Banu Natevandır.(1830-1897) Şuşa'da varlığını sürdüren "Meclisi-üns" şiirsel meclisinin başında Hurşud Banu Natevan, "Meclisi-feramuşan" meclisinin ("Unutulmuşlar meclisi") başındaysa Mirza Muhsin Nevvab duruyordu. Şiirsel meclisler arasında yoğun ilişki mevcuttu ve şairler birbirleriyle yazışıyorlardı. M.F.Ahundzade geleneklerinin etkisiyle gelişen eğitimci dramaturji Necef bey Vezirov`un (1854-1926) henüz XIX yüzyılın sonlarında kaleme aldığı komediler ve "Müsibeti-Fahrettin" (1894) faciası, Abdürrahim bey Hakverdiyev'in (1870-1933) komedi ve trajedileriyle Azerbaycan edebiyatı daha da zenginleşmişti. İlk Azerbaycan profesyonel kadın aşığı olan Aşık Peri`yi de Karabağ edebi ekolü yetiştirmiştir. Bu yazılı edebiyatla halk edebiyatının kâmil bir döneminde gerçekleşmiştir.
Genel olarak bu dönem Karabağ edebi ortamının en önemli temsilcilerini şöyle sıralayabiliriz:
Yusuf Vezir Çemenzeminli - ilk tarihi romanlar yazarı ("İki ateş arasında" ("Kan içinde"); "Kızlar pınarı" vb.), Yazar, etnografi uzmanı, halkbilimci, büyükelçi.
Ceyhun Bey Hacıbeyli - yazar, halkbilimci, büyükelçi (Paris'te ilk kez "Karabağ halk edebiyatı" kitabını Fransızca ve orijinal metinlerle yayınlamıştır);
Ahmet bey Ağayev - Azerbaycan Devletinin ilk dev, mogikan ideologlarından birisi, yazar, akademisyen, gazeteci, Ermeni terörizmine karşı savaşan ilk Türk, "Difai" ulusal örgütünün yaratıcısı;
Feridun Bey Köçerli - ilk edebiyat tarihcisi, eğitimci, Gori ve Kazak Öğretmenler Yüksekokulu`nun Müdürü;
Süleyman Sani Ahundov - ilk çocuk edebiyatının kurucularından birisi, "Laçin yuvası" oyununda Türk gelenek ve göreneklerinin tamamını bünyesinde yaşatan ilk bey karakterinin yaratıcısı, ilk Ulusal Kahraman adını alan yazar, eğitimci;
kaynak:
www.karabakh.az
www.azerbaycanli.org